İzleyiciler

17 Ekim 2012 Çarşamba

13 Ekim 2012 - Yenifoça / Sargoz35 Bu İşi Biliyor...


Merhaba sevgili arkadaşlar;
Hafta arası gelen raporlarda,avlaklarımızda bolca torik ve lüfer çıktığı haberlerini alınca,hafta sonu av yapmak kaçınılmaz oldu.Ben ve iki arkadaşım tekneden av yapmak için hazırlıklara Cuma gününden başladık.
''Derin Vadi'' avlağında av yapılacaktı.Cumartesi günü taze sardalya ve istavrit balıkları yem olarak seçildi.Ama ben yine yanıma madya ve mamunu alacaktım ne olur ne olmaz diye.Tekneden av yapmak,kıyıdan av yapmak kadar zevk vermiyor bana,belki sabah suyu yaparım düşüncesiyle ben yine,Kemal babanın taze yemlerinden zulaya iliştirdim...
Cumartesi akşamı,saat 20:00 de avlağa vardık.Oltaları sardalya ve istavritle yemleyip,orta suda balık aramaya başladık.Hava çok sakin,deniz cam gibi durgundu.Çok beklememize rağmen hiç bir hareket olmadı oltalarımızda.Yemler nasıl takıldıysa oltaya,aynen aşağıdan öyle geri geldiler...Bu durum beni teknede huzursuz etmeye başladı...Kıyıda olsam,şimdiye kadar iki üç tane yapıştırmıştım diye hayıflanıyordum.Saatler 23:00 gösteriyordu karnımız acıktı,-hadi şu sardalyaları,istavritleri temizleyip yiyelim dediğimde herkez dünden razıymış



Hemen balıklar temizlendi,bir taraftan da pişirilmeye başlandı.Denizin üstünü öyle bir koku kapladı ki sormayın,nerdeyse balık ekmek satacağız.Domates ve kuru soğan eşliğinde bir güzel mideye indirildi.(Saat bu arada 24:00 biz balık yiyoruz )
Yemek faslından sonra dönüşe geçtik,kıyıya vardığımızda,-ben kıyıdan balığa takılacağım gelen var mı ? diye sorduğumda arkadaşlar -yorgunuz biz kaçalım ; dediler.Ben de tek başına avlağın yolunu tuttum.Geçen yıl lodosta iyi balık aldığım bir meraya gidecektim,ama dip yapısı beni her zaman yoran bir yerdi.Namı değer ''Erişte Tarlası''...



Avlağa vardığımda,küçük bir iskelede,dönüş hazırlığı yapan arkadaşlarla görüştüm -Balık Yok arkadaş,biz kaçıyoruz,sana rastgelsin;deyip gittiler.Balık Yok Arkadaş balık hiçbir yerde yok ki,bekleyeceğiz sabaha kadar çare yok.
Hemen oltalarımı hazır ettim,madya ile yemleyip gönderdim karanlık sulara...Bir yandan da spin takımı hazırladım,beklerken bari,boş kalmayım diye...





Denizin üstünde çok oynak vardı,belli ki ispendekler gamit avında,bakarsın bir levrek kıstırırım belli mi olur.
Saatler 04:00 oldu hala tık yok.Takımlarda ki yemleri tazeledim,şamandıralı bir takım yapmak geldi aklıma.Spin makinanın yedek kafasını değiştirdim,stoperli şamandıralı tek iğne bir takım hazırladım,mamunla yemleyip başladım beklemeye...




Daha on saniye olmamıştı ki şamandıra gözden kayboluverdi.Tasmayı yapıştırdım anında,çekerken spin takım gayet iyi adrenalin veriyor,ne göreyim sargoz efendi yine oltada. Anlaşıldı burada sargoz var ve hepsini alacağım bu gidişle deyip hemen fazla olan yem ile mazmoz yaptım merayı...Ben atıyorum şamandıra güp diye batıyor,sargoz üstünde,al kenara...Dört adet yakalamıştım ki kamışlardan biri selamı çaktı,hemen tasma ile beraber yerden kaldırıp,seri bir şekilde takılmaması için çektim takımı,hadi bakalım Orjinal de başladı.Kaba lidoş kovada,etti 5...

Şamandıralı oltaya geçtim tekrar,atıyorum ona kadar sayıyorum hop üstünde.gittikçe irileşmeye başladı sargozlar...Hava ağırmaya başlarken onbeş metre önümde deniz üzerinde oynaklar irileşti,arkasından bir şaplama geldi ki sormayın.Sanki denize adam düştü.Belli ki levrek gamitlere kuyruk patlatıp sersemletiyor.Spin takımıda yaptık mı stoperli takım şimdi,değiştirmek uzun iş...




Birden deniz üzerinde bana doğru yüzen bir çizgi ilişti gözüme,ama durmadan bana doğru geliyor.Merak içerisinde onu seyrederken,anladım ki bir kefal yara almış kaçıyor kıyıya doğru...Aman Allah'ım,ne göreyim arkasından gelen levrek tam beş metre önümde kefali su üzerinde yutmaz mı...Şok içerisindeyim,levreğin boyu,endamı,cüssesi beni bile korkuttu bırak gamitler korkmasın.Bir iki dakika öyle bakındım arkasından,spin takımı da atasım gelmedi içimden,makinamı ve kamışımı seviyorum çünkü. Bu karışıklık benim sargozları ürkütmemiş anlaşılan ben yine devam sargozlara...
İkinci kez kamış selam verdi bu arada ve başladım çekmeye ama bu arkadaş belli ki kuvvetli direniyor,yavaş yavaş oda geldi yanıma çaresi yok.Orjinal,orjinal bunlar...
Harami de çıktı piyasaya,onların içerisinden birkaç sargoz daha yakaladım.Bekleyen kamışları topladım,şamandıraya devam.Kovaya baktım yeteri kadar balık yakalamışım.Hadi şu iri mamunu da takayım atayım son kez,oltayı öyle toplayım dedim.





Şamandıra suya düştü,iğne kulaç mesafesine erdi,üç saniye sonra muhteşem bir vuruş ve tasmayı vurdum.Makina cırlamaya başladı.Şamandıra piyasada yok,belli ki kallavi...İşte böyle sonlara bayılıyorum.
Biraz sonra gücü kalmadı arkadaşın ve usulca onu da aldım yanıma ve böylelikle avımı sonlandırdım.(Son deyince feriştahı gelse olta atmam bir daha )Bol aksiyon,bol karmaşa,ne ararsam hepsi vardı...Sabah, o arkadaşın lafı geldi aklıma -Balık Yok...İşi bilene,sabretmeyi bilene her zaman balık var bu denizlerde...Ben de bu işi biraz biliyorum galiba... 
Siz değerli arkadaşlarıma da böyle güzel avlar diliyorum...Rastgele...

Hiç yorum yok: