İzleyiciler

27 Ağustos 2013 Salı

24-25 Ağustos - Sargoz35 Fırtınası....

Amatör balık avcılarına selamlar ;
En son yaptığım avdan bu güne kadar hesaplarıma göre 87 gün geçmiş.İş yoğunluğu ve ramazan ayının araya girmesiyle uzun bir süre denizden ayrı kaldım. Sert poyrazlar yerini sakin imbat rüzgarlarına bırakınca,özlenen ve beklenen avı yapmak kaçınılmaz olmuştu.Balık avına giden arkadaşlarımdan gelen bilgiler,balıkların artık havyarsız çıkmaya başladığı yönündeydi. Bu durum beni daha da iştahlanır duruma getirmişti. Geçmiş avlarda olduğu gibi,havyar atan balığın yeme karşı iştahlı olacağı aşikardı.



Nereye gideyim,neresi iyi balık yapar diye düşünürken,uzun süre beraber av yapmadığım Adil arkadaşımdan gelen sürpriz av daveti üzerine,tekne avında karar kıldım. 24 Ağustos gecesi saat 23:30 da yemcimiz Kemal abinin yerinde buluşmak üzere sözleştik.Av saatine kadar tüm hazırlıklarımızı,yemlemek için kullanacağımız mazmozu hazır ettik.Mamunlarımızı alıp meraya doğru yola koyulduk.



Yolda gideceğimiz yeri,havanın durumuna göre düşünüyorduk.Yok orası yok burası derken,en son çoktandır gitmediğim bir merada karar kıldım. İki çapa ile tekneyi sabitleyip,mazmoz ile balığı tekne altına toplayıp,tek iğneli takım ile avlanacaktık.Havanın müsaade ettiği zamanlarda bu merada çok iyi balıklar yakalamıştım. Teknemize varmış,tüm eşyalarımızı yüklenip yola çıktık.Yirmi dakika yol gittikten sonra avlağımıza vardık,ama hava beklediğimiz gibi değildi.Rüzgar ve dalga av yapmamıza olanaksız gibiydi.



Her zaman baktığım hava tahmin sitesi yanılmayacak saat 02:30 da hava yatacak diye Adil'i ikna ettim.Zor zar iki çapa ile teknemizi 16 metre derinlikteki taşın üzerine yerleştirdik. Sığ derinlikteki av için,sessiz ve bir o kadarda ışıksız bir ortam olmasını ikimizde bildiğimizden ona göre hareket edecektik. İlk önce gerekli mazmozu yaptık ve beklemeye başladık.Oltalarımız ve yemlerimiz hazır biçimde beklerken eski avlardan bahsetmeye başladık.Yok o kaçtı,yok bu yakalandı derken ayda tam tepede yerini almıştı.Ara ara yemlemeye devam ediyordum.Her ikimizde aşağıda neler olduğunu merakla birbirimize soruyorduk. Beni hiç yanıltmayan hava tahmin sitesi yine sözünde durdu ve hava 03:00 sıraları iyice düştü. Hadi bakalım avımız kanlı olsun diyerek tek iğne,sıkma kurşun takımlarımızı yolladık denize.



Yemlemeyi azar azar yapmaya devam ederken kasnak yürümeye başladı tekne içinde,elime alıp misinayı yokladığımda balığın yemi alıp yuttuğu anlaşıldı ve kısa bir süre sonra tekneye çıkmıştı güzel yaratık... -Adil'im sargozlar aşağıda,yapıştır boş bırakma...Arkasından güzel bir parça Adil'e denk geldi.Anlaşılan sürü aşağıda,yemlemeyi sık ve az şekilde yapmak en güzeli dedim.Bu arada sağlı sollu avlanmak için birer kasnak daha açtık.Biraz zor olur ama sürü aşağıda kaçırmamak lazım.Özlemişim çift çapayı arkadaş.Yemlediğim mamunlu takım tam kulacına gelir gelmez küt üzerinde,anlatması zor aksiyonlar ardı ardına...Bir soldan bir sağdan.Elimdeki oltayı çekerken diğer kasnak yürüyor,üzerine basıyorum ayağımla ,tasmayı böyle atmaya başladım başka çare yok...Adil de iyi avcı işi çabuk söktü,o da bir sağdan bir soldan başladı çalışmaya...Sabah gün aydınlanmaya kadar vaktimiz var,sonrası kimse tutamaz onları aşağıda...İğneleri yutanlar zor anlar yaşatmaya başladı bize.Haliyle hayvan,havyarı atmış yeme deli gibi dalıyor,mide boş ne yapsın...



Bir ara bir sakinlik oldu aşağıda ikimizde beklerken kasnaklarımdan birine öyle bir vuruş geldi ki kasnağı resmen denize giderken havada yakaladım.Tasma atıp,hayvanı yerden kesmeyi istiyorum ama ne mümkün ...! -Adil bu kesin alyanak,taşa sokmamam lazım yoksa gider.Ayağa kalktım dirseğime dayadım misinayı o halde bile hayvan kafa döndürmedi...- Mehmet abi o ne öyle boğa mı ? aşağıdaki. -Adil bu dönmeyecek,dediğim anda hayvan oltadan kurtuldu.Yukarıya iğne,penseyle sıkılmış bir vaziyette geldi.-Adil gitti trofe.-Mehmet abi seni yendiyse usta o boşver üzülme... -Giden denizin olsun,ne yapalım kısmet değilmiş kardeşim...



Böyle bir olayın ardından tekrar yemlemeye yöneldim,sürü uzakta değil biliyorum.Aradan kısa bir süre sonra yine başladık aksiyonlara....Kovamız iyice dolmuş balıklar kendini kovadan dışarı atar olmuştu.-Mehmet abi şafak söküyor...-Son demlerini yaşa kardeşim zaten limit dolmak üzere... Hava iyice ışıyınca aşağıda ki sürü derinlere yöneldi.Gün ışığınla tekneye baktık ki,her yer kan revan.Avımız belli ki kanlı olmuş.Elimizi serin deniz suyuyla yıkadık.Yorgunluk sigaralarımızı yaktık.-Mehmet abi bu meranın adını ne koymuştun sen ? - Buranın adı yoktu kafamda ama koyalım bir isim buraya...- Abi burası o zaman ''Çift Çapa 1'' olsun. -İyi buldun kardeşim,bundan böyle bu meranın adı bu...-Hadi yola koyulalım yorulduk bütün gece... Ardından çapalarımızı toplayıp dönüşe geçtik.Barınakta bir iki foto alalım dedik.İki çocuk teknenin başında belirdi.-Abi bizim kedilere balık var mı ? -Bekleyin kedilere değil size balık var,deyince heyecanlandılar...Kovayı yere boşaltınca çocuklar dilini yutacaktı...-Abi çok şanslımışsınız,denizden dönen başka amcalarda hiç bu kadar balık yok.-Onlar çapa atmasını bilmiyorlar ufaklık.- Amca siz anladığım kadarıyla çapayı iyi atmışsınız.-Bak o çapadan sana bunlar geldi,diyerek torbaya yeteri kadar balığı ellerine tutuşturup ikisini de yolladık.Fotoğrafları çekip,tası tarağı toplayıp yola koyulduk... Uzun bir süre sonra böyle bir av ile dönmek bana çok iyi geldi.Bayramın ikinci günü kaybettiğim annemin acısını biraz unutmuş oldum...Ama hayat herşeyiyle kaldığı yerden devam ediyor-edecek de...Bir daha ki avımızda yine beraber olmak dileğiyle...Hayata hep mutlu ve huzurlu bakın...Rastgele...